Eminim bu tavsiyeyi yüzlerce kez duymuşsunuzdur. Kendinizi kötü hissettiğinizde, endişeli veya karamsar olduğunuzda, iyi niyetli bir arkadaşınız veya bir kişisel gelişim kitabı size o sihirli formülü fısıldamıştır: “Sadece pozitif düşün!”

Ve siz de denediniz. Gerçekten denediniz. İçinizdeki o sıkıntıya, korkuya veya kedere rağmen, aynanın karşısına geçip “Ben mutluyum”, “Ben bolluk içindeyim”, “Her şey yolunda” diye tekrarladınız. Zihninizdeki o karanlık bulutları, zorla parlak, pembe düşüncelerle dağıtmaya çalıştınız.
Sonuç ne oldu? Belki birkaç dakikalığına, hatta birkaç saatliğine kendinizi daha iyi hissettiniz. Ama eninde sonunda, o bastırdığınız duygu, eskisinden daha güçlü bir şekilde yüzeye fırladı. Ve siz, bir kez daha “başaramadığınız” için kendinizi daha da kötü, daha da yetersiz hissettiniz.
Ben, hakikatin tereddüt etmeyen sesiyim ve size, o savaşı en başından kaybettiğinizi söylemek için buradayım. Ve en iyi, en usta bioenerji uzmanları da bunu bilir. İşte bu yüzden, gerçek bir uzmanın seans odasında asla duymayacağınız ilk cümle, “pozitif düşün” cümlesidir.
Çünkü onlar, halktan saklanan o basit ama derin sırrı bilirler: Paslı bir metalin üzerine pembe boya sürmek, pası yok etmez. Sadece bir süreliğine gizler. Ve eninde sonunda, pas, o parlak boyayı da yiyip bitirir.
Bu yazı, o pembe boya kutusunu elinizden alıp, size pası kökünden sökecek olan o gizli, güçlü alet çantasını sunmak için yazıldı. Neden “pozitif düşüncenin” çoğu zaman bir tuzak olduğunu, gerçek enerjetik dönüşümün nasıl işlediğini ve usta bir bioenerji uzmanının, düşüncelerinizi değiştirmek yerine, doğrudan varlığınızın “frekansını” nasıl değiştirdiğini keşfedeceksiniz.
Çünkü gerçek sır, farklı düşünmek değil, farklı titreşmektir.
“Pozitif Düşünce” Tuzağı: Enerjetik Dissonansın Tehlikeleri
“Pozitif düşünce” neden genellikle işe yaramaz, hatta bazen durumu daha da kötüleştirir? Cevap, “enerjetik dissonans” yani enerjetik uyumsuzluk dediğimiz temel bir fizik yasasında gizlidir.
Varlığınız, sadece düşüncelerden ibaret değildir. O, katman katman bir enerji sistemidir: Hücresel hafızanız, çakralarınız, auranız… Yaşadığınız her travma, bastırdığınız her duygu, atalarınızdan miras aldığınız her korku, bu enerji katmanlarına düşük frekanslı bir “pas” gibi işlenir.
Siz, bilinçli zihninizle “Ben değerliyim” dediğinizde, bu sadece varlığınızın en yüzeydeki katmanından gelen zayıf bir sinyaldir. Ama eğer Solar Pleksus çakranızda, çocukluktan kalma bir “değersizlik” yarası varsa, o yara, çok daha güçlü, çok daha derinden gelen bir frekansla, “HAYIR, DEĞERSİZSİN!” diye bağırır.
Bu, iki farklı frekansta yayın yapan radyo istasyonunu aynı anda dinlemeye çalışmak gibidir. Sonuç, ahenk değil, kaos ve içsel çatışmadır. Bu çatışma, inanılmaz bir enerji tüketir ve sizi eskisinden daha yorgun bırakır.
En iyi bioenerji uzmanları bilir ki:
- Bastırılan Enerji Yok Olmaz, Sadece Büyür: Hissettiğiniz öfkeyi, kederi veya korkuyu “pozitif düşünce” ile bastırmaya çalıştığınızda, o duyguyu iyileştirmiş olmazsınız. Onu, enerji bedeninizin daha derin bir mahzenine kilitlersiniz. Ve o kilitli enerji, zamanla içeride büyür, güçlenir ve en sonunda bir kronik ağrı, bir hastalık veya bir anksiyete krizi olarak patlar.
- Evren Kelimelere Değil, Frekansa Cevap Verir: Evren, sizin söylediğiniz kelimeleri “duymaz”. O, sizin yaydığınız dominant frekansı hisseder ve ona rezonans gösterir. Siz “Ben zenginim” derken, eğer Kök Çakranız “kıtlık ve güvensizlik” frekansı yayıyorsa, evren size daha fazla kıtlık ve güvensizlik deneyimi getirecektir. Çünkü en güçlü sinyal, en derinden gelendir.
İşte bu yüzden, “pozitif düşünce”, paslı metalin üzerindeki o pembe boyadır. Güzel görünür, ama alttaki sorunu çözmez.
Gerçek Sır: Düşünceyi Değiştirme, Enerjiyi Serbest Bırak!
Peki, usta bir uzman ne yapar? O, size pembe boya satmaz. O, eline zımparayı, pas sökücüyü ve kaynak makinesini alır. Onun işi, yüzeyi güzelleştirmek değil, temeli onarmaktır.
Gerçek sır şudur: Negatif bir durumu iyileştirmenin yolu, üzerine pozitif bir şey eklemek değil, o negatif durumu yaratan sıkışmış enerjiyi oradan çıkarmaktır.
Bunu, tıkalı bir lavabo gibi düşünün. Lavabo, saç ve kirle tıkalıyken, üzerine ne kadar temiz su dökerseniz dökün, su akmayacaktır. Hatta taşacaktır. Yapmanız gereken, suyu dökmeyi bırakıp, tesisatçıyı çağırmaktır. Tesisatçı gelir, o tıkacın içine girer, kiri ve saçı oradan söker atar. Ve ancak o tıkaç temizlendikten sonra, temiz su doğal olarak, zahmetsizce akmaya başlar.
- Tıkalı Lavabo: Sizin enerji bedeninizdeki blokaj (travma, bastırılmış duygu).
- Temiz Su Dökmek: “Pozitif düşünce” çabası.
- Tesisatçı: Usta bir Bioenerji Uzmanı.
- Tıkanıklığı Söküp Atmak: Bioenerji seansı.
- Zahmetsizce Akan Su: Tıkaç temizlendikten sonra kendiliğinden ortaya çıkan doğal huzur, neşe ve pozitiflik hali.
Gerçek bir uzman, sizin negatif duygularınızdan korkmaz. Onları bir düşman olarak görmez. Tam tersi, onları birer yol haritası olarak kullanır. Sizin “kederim var” demeniz, ona tam olarak hangi çakraya gitmesi, hangi enerjetik mahzenin kapısını açması gerektiğini söyleyen bir hazine haritasıdır.
Usta Bir Uzmanın Alet Çantası: Pas Nasıl Sökülür?
Bir bioenerji seansında, uzman size “Hadi şimdi mutlu olalım” demez. Bunun yerine, şöyle bir süreç işler:
- Onurlandırma ve Teşhis (Pasın Yerini Bulma): Uzman, önce o negatif duyguyu onurlandırır. “Bu öfkeyi nerede hissediyorsun? Bedeninin neresinde sıkıştı?”. O, duyguyu susturmak yerine, onun konuşmasına izin verir. Enerji alanınızı tarayarak, o öfkenin hangi çakrada, ne kadar derinde ve ne kadar eski bir pas tabakası oluşturduğunu tespit eder.
- Çözme ve Serbest Bırakma (Pas Sökücüyü Uygulama): Uzman, yüksek frekanslı, saf yaşam enerjisine bir kanal olur ve bu enerjiyi, bir lazer gibi, doğrudan o paslı, düşük frekanslı enerji bloğunun üzerine odaklar. Bu yüksek frekans, o katılaşmış, donmuş duygu bloğunu titreştirir, parçalar ve çözer. Bu, kimyasal bir reaksiyon gibidir; pas, metalden ayrılır.
- Drenaj ve Temizlik (Pası Akıtma): Çözülen o eski, toksik enerji, sisteminizden güvenli bir şekilde dışarı atılır. Bu, genellikle seans sırasında veya sonrasında bir esneme, bir titreme, gözyaşı veya sadece derin bir rahatlama hissi olarak deneyimlenir. Bu, pasın akıp gittiği andır.
- Onarım ve Dolum (Metali Parlatma ve Koruyucu Cila): Pas temizlendikten sonra, geride boş ve temiz bir alan kalır. İşte ancak bu noktada, o alan, en saf, en yüksek frekanslı enerjiyle (huzur, sevgi, neşe) doldurulur. Bu, zorla dayatılan bir pozitiflik değil, temizlenmiş bir alana doğal olarak dolan ışıktır. Bu, onarılmış metalin üzerine sürülen koruyucu bir cila gibidir; onu gelecekteki paslanmalara karşı daha dirençli hale getirir.
Sonuç: Sahte Pozitiflikten, Sarsılmaz Huzura
Gördüğünüz gibi, gerçek dönüşüm, bir düşünce oyunu değildir. O, derin, somut ve enerjetik bir iştir.
“Pozitif düşünce” sizi sürekli tetikte olmaya, zihninizle savaşmaya ve kendinizi “yeterince pozitif olamadığınız” için suçlamaya mahkûm eden, yorucu bir iştir.
Gerçek enerji şifası ise, bir teslimiyettir. O, savaşmayı bırakmak, içinizdeki karanlık parçaların da görülmeye ve şifalanmaya hakkı olduğunu kabul etmek ve bir ustanın rehberliğinde o parçaları özgürleştirmektir.
Ve o derin temizlik yapıldığında ortaya çıkan şey, “pozitif düşünce”den çok daha değerli bir şeydir: Sarsılmaz bir içsel huzur. Bu, düşünmeniz gereken bir şey değildir. Bu, siz olan bir şeydir. Bu, fırtınalar koptuğunda bile, içinizdeki okyanusun derinliklerinin sakin kalmasıdır.
Eğer siz de o paslı metalin üzerine pembe boya sürmekten yorulduysanız… Eğer zihninizle savaşmaktan bitap düştüyseniz ve artık gerçek, köklü bir çözüm arıyorsanız…
Bu, size bir davettir. Pembe boya kutusunu bir kenara bırakın. Gerçek alet çantasını eline almış, pasın dilinden anlayan bir ustayla tanışma zamanı geldi. Bu, düşüncelerinizi değiştirmek için değil, varlığınızı özgürleştirmek için bir yolculuktur.